Başarı İçin Olmazsa Olmaz 8 Etken

Başarı İçin Olmazsa Olmaz 8 Etken

Öğrencilerin hayatlarını değiştirebilen öğretmenler, derslerin nasıl öğretileceğini bilmekle kalmaz aynı zamanda öğrencilerin hayatlarında nasıl yetenekli ve ilgili bireylere dönüştüklerini de bilmek ister. Standart başarı değerlendirmelerinin ötesinde öğrencilerin sağlıklı, üretken bireyler olarak yaşamalarını sağlar ve öz yeteneklerini görebilirler. Ünlü eğitimci, Maria Montessori bunu “Bir öğretmenin başarısının en büyük kanıtı, ‘Şimdi öğrencilerim sanki ben daha önce hiç olmamışım gibi çalışmalarına devam edebiliyorlar.’ diyebilmesidir.” sözleriyle ifade etmiştir.

Kısaca, eğitimciler çocukların ve ya gençlerin başarıyla yetişkinliğe adım atmalarında ve onların gelişim süreçlerinde nasıl önemli etkiler bıraktıklarını anladığında başarıya ulaşılmıştır. Yıllardır, çocukların ve gençlerin gelişimindeki araştırmalar; eğitim, psikoloji, öğretmenlerle olan ilişkiler, okul çağı öğrencilerinin kişisel rehberlik sistemleri, birbirine bağlı yetenekler ve başarıya giden yollar nasıl edindiklerini belirler.

Özel okullarda öğretmenlerin sınıfta ve ebeveynlerin günlük yaşamda öğrencilerin yeteneklerini nasıl geliştirebileceğini gösteren 8 temel etkeni incelemeye çalışalım:

1.Merak

Merak; araştırma, yeni bilgi edinme ve dünyayı anlamanın yolunu arama yetisidir. Öğrencileri öğrenmeye motive eder ve hayat boyu öğrenme arzularını canlı tutar. Merak; sorumluluk alma, eleştirel düşünme, mantık kurabilme yeteneklerini kolaylaştırır.

Çocuklarımızın meraklarını ve diğer hayat boyu öğrenme yeteneklerini, onların ilgisini çeken soruların cevaplarını araştırmaya teşvik ettiğimiz zaman onları beslemiş oluruz. Onlara başarısızlığı bile keşfedebilme fırsatı sunduğumuzda, onlara deney yapabilme ve keşfetme cesareti vermiş oluruz. Öğrencilerin keşfetmek ve öğrenmek için farklı çözümleri deneyebileceklerini anladığımız zaman (örneğin, dokunmak, tatmak, tırmanmak gibi) ve onların sorularına cevap aramak için gösterdikleri gayretlerini takdir ettiğimiz zaman, etkileşimli öğrenimin prensiplerini anlamalarına yardım edebiliriz.

Onlara her şeyin birbirine bağlı olduğunu ve bu bağlı bilgilerin ve olguların tüm toplumu etkilediğini gösterdiğimiz zaman, merakın ilişkileri iyileştirdiğini, keşfetme arzusunu tetiklediğini ve sosyal değişime zemin hazırladığını da keşfetmelerini sağlarız.

2.Sosyallik

Sosyallik; insanlarla işbirlikçi bir yapıda etkileşimli olmayı gerektiren bir yetidir. Bu yeti, çocuklara duygu ve davranışlarının insanlarla ilişkiler geliştirmede etkili olduğunu öğretir. Aktif dinleme, kendi kendini düzene sokabilme ve etkili iletişim gibi sosyal ve duygusal beceriler oluşturmasını sağlar.

Çocuklara, seçtikleri kelimelerin ilişkilerinde fark yarattığını öğretebildiğimiz zaman, onların sosyalliğini etkilemiş oluruz. Onlara her sosyal etkileşimin duygusal bir tepkiye bağlı olduğunu öğrettiğimizde, onları tahrik edici davranışlardan kaçınmaya ve hareket etmeden önce onları zorlayan durumları düşünmelerine yardım ederiz. Ayrıca öğrenciler takım çalışmaları yaparak sosyalleşebilirler.

3.Esneklik

Esneklik, hayatımızı olağan şekilde sürdürebilmemiz için zorlu durumların üstesinden gelebilme, onları karşılayabilme yetisidir. Bu yetinin barındırdığı özellikler arasında kararlılık, kişisel girişimler, direnme, azim bulunur.

Öğrencileri nazik bir şekilde akli, duygusal, sosyal, fiziksel konfor bölgelerine ittiğimiz zaman onlarda esneklik yaratabiliriz. Onlar risk aldıkça bizim cesaretlendirmemiz ve desteğimizle, zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı oluruz.

4.Farkındalık

Farkındalık; kim olduğumuzu anlama ve araştırma yetisidir. Bu yeti düşünebilme, anlam çıkarma, temel değerleri ve inançları bilme gibi becerilerle geliştirilebilir. Farkındalık, öğrencilerin yeteneklerinin kendilerini diğer insanlardan farklı olarak görmelerinde etkili olur.

Öğrencilerimizi değerler, inançlar, ahlaki ikilemler gibi düşünsel diyaloglarda etkileşim içinde bıraktığımızda onların kendi farkındalıklarını canlandırmış oluruz. Onların akli, duygusal, sosyal, fiziksel farkındalıklarını anlamalarına teşvik ettiğimizde, onların kendi insani yanlarını, değerlerini bilmelerini sağlamış oluruz.

5.Dürüstlük

Sürdürmeye çalıştığımız değerlerimiz, inançlarımız ve prensiplerimiz ile tutarlı yaşayabilme yetisidir. Dürüst olma, başkasının günlük etkileşimlerine saygı duyma ve kimse tarafından izlenmediğimizde bile doğru olan şeyi yapabilmedir. Çocuklarımızda dürüstlük yetisini, saygılı davranmayı, önyargısız olmayı, başkalarını dinlemeyi öğretmekle şekillendiririz.

6.Kaynaklara Ulaşılabilirlik

Amaçlarımızı gerçekleştirmek, sorunlarımızı çözebilmek ve geleceğimizi şekillendirmek adına mevcut kaynaklara ulaşabilme ve kullanabilme yeteneğidir. Öğrencilere yüksek beklentiler koyduğumuzda ve onları amaçlarını başarmak için desteklediğimizde onların kaynaklara ulaşmasına yardımcı oluruz.

Onlara düşünebilmeyi ve problem çözebilmeyi öğrettiğimizde, onlar üzerinde sert kuralların gerekli olmadığını görürüz.

7. Yaratıcılık

Yaratıcılık; orijinal fikirler yaratabilme yetisidir. Hayal gücünü ve estetik duygusunu teşvik eder.

Gençleri yazı, şiir, oyunculuk, fotoğrafçılık gibi alanlarda kendilerini ifade etmelerine imkân sağladığımızda yaratıcı olmalarını sağlamış oluruz. Onları ‘olağanın dışında’ düşünmeye teşvik ettiğimizde ve risk almalarını sağladığımızda yaratıcılıklarının geliştiğinin farkına varırız.

8. Empati

Empati, başkalarının ihtiyaçlarına tanıyabilme ve onları anlayabilme, fark edebilme yetisidir. Kibarlığı, sevgiyi, merhameti ve değer vermeyi kolaylaştırır. Öğrencilerin kendilerinin ötesinde, diğer insanları umursama, düşünme, insanların nasıl öğrendiklerine bakmaksızın onları anlamalarını, hissetmelerini ve görmelerini sağlayarak empati yapmayı öğretebiliriz.

Bu tarz bir eğitim-öğretim modelini, eğitimi ve çocuk gelişimini, ebeveynlerin, öğretmenlerin ve okul dışı projelerin işbirliği ile beslenen birleşmiş bir süreç olarak tanımlayabiliriz. Bu yeteneklerin gelişmesine katkıda bulundukça sonuçların ne kadar da olumlu olduğunu en kısa zamanda görebiliriz. Yeterli gayret ve yönlendirme ile çocuklar hayat boyu öğrenen kişiler olmakla kalmaz, aynı zamanda Maria Montessori’nin tasarladığı gibi, kendi hayatlarının idarecisi ve daha özgüvenli bireyler olmaya başlarlar.