Kelimelerin Çocuklar Üzerindeki Etkisi

Kelimelerin Çocuklar Üzerindeki Etkisi

Çocuklarımız her yaşa göre ayrı özellikler sergilediği gibi onlara kullanacağımız kelimelerde yaşlara göre değişir. Bununla beraber gerek sevgi sözcükleri gerekse bir konu hakkında yapmış olduğumuz uyarı cümleleri onlara derinden etki bırakabilir.

Küçük yaşlardaki bir çocuğa "Seni seviyorum" dediğinizde onun yüzünde kocaman bir gülümseme görmeniz aşikârdır. Fakat aynı etki 15-19 yaşına gelmiş bir bireyde görülemeyebilir, o yaştaki evlatlarımıza daha farklı kelimeler ve yaklaşım sergilememiz gerekir. Bizim burada dikkat çekmeye çalıştığımız konu özel okul ve devlet okullarında eğitim süresini devam ettiren çocuklarımız ile alakalı.

Eğitimciler öğrencilerine karşı iyi bir şey yaptıklarında "Aferin evladım, teşekkür ederim yakışıklı, başarılarının devamını dilerim kızım, zeki yavrum benim" gibi hitap ifadeleri kullanırlar. Burada aklımıza gelen, bu kelimelere göre evlatlarımız kendi kişiliklerini ortaya çıkarırlar mı meselesidir. Bir kişi aynaya her gün bakıp senelerce "Ben güzelim" der ise artık o güzel olduğuna inanır. Aynı bu şekilde bizler çocuklara sen şöylesin sen böylesin dediğimizde de bu şartlı etki oluşur.

Etrafınızdaki çoğu çocuk küçükken yaşadığı temel olayları ve bunlarla gelen sözleri unutamazlar, oturup sohbet ettiğinizde "Ailem bana küçükken iyi bir doktor olacağımı söylerdi, ama ben futbolcu oldum" gibi cümleler duyarsınız. Bunun sebebi onların bilinçaltına isteyerek, bilerek kendi ideallerimizi aşılamaya çalışmamızdır. Hepimiz evlatlarımızın iyi bir geleceğe ihtiyacı olduğunun farkındayız, onların kendi ayakları üstünde durup iyi yerlere gelmesini istemekteyiz. Ancak bunu onları yıkıp geçerek kendi düşüncelerimizi onlara zorla kabul ettirerek yapamayız.

Çocuklarımız bir konuda başarı yakaladıklarında "Sen zaten başarılısın, biz bekliyorduk, tamam zaten belliydi" gibi cümleler kurmanız çocukta ben artık zaten yapabileceğim en iyi şeyleri yaptım deyip rahatlama düşüncesine yol açabilir.

Çocuklarımızın her başarısını taçlandırıp onları takdir etmeliyiz. Abartıya kaçmayarak ve çocukta ego duygusunun öne çıkmasını engelleyerek yapmalıyız bunu. Özellikle okullarımızda görev yapan eğitimciler bu konuda ayrı bir çaba sarf edip öğrencileri ödüllendirdiği gibi yanlış yollara gidecek davranışlarda da cezalandırmalıdır. İyi bir eğitim sağlam bir disiplin sürecinden geçer ama bu onları takdir etmemizi engelleyecek bir şey değildir. Unutmayın, çocuklarımız meyve vermeyi bekleyen bir ağacın dallarıdır, koparırsanız hayata küserler...