Öğrenciler Farklı Stillerde Öğrenebilir mi?

Öğrenciler Farklı Stillerde Öğrenebilir mi?

Öğrenme hayatında, en iyi öğrenme sitili olarak (görsel, işitsel veya başka bir duyuyla olsun) belirli bir moda sahip olma fikri son derece popülerdir.

Bir grup seçkin psikolog tarafından 2008 yılında yapılan bir inceleme, öğrenme stillerini genel eğitim uygulamalarına dahil etmenin mümkün olmadığını belirtti. 2010 yılındaki başka bir çalışma: 'Öğrenme stillerinin var olduğuna dair güvenilir bir kanıt yok.' diye yazdı.

Ancak bu, öğretmenlerin ve velilerin öğrenilecek materyali tek bir şekilde sunmaları gerektiği anlamına gelmez. Bilgi, birden fazla duyuyu uyaran çeşitli şekillerde sunulduğunda, tüm öğrenciler bu bilgiden faydalanabilir. Örneğin, müzikle matematiği öğreten bir programı ele alalım. Bir ilkokulda üçüncü sınıf öğrencileri, kesirlerin sayısal temsilini yarı notalar ve sekizlik notalar gibi müzik notalarının değeriyle birleştirmeyi öğrendiler. Kesirler, genç öğrencilerin kavrayamamaları nedeniyle zordur ve anlama başarısızlığı, matematik performanslarını orta ve lise seviyesine geldiklerinde aşağılara çekebilir. Çalmak, ritim tutmak ve şarkı söylemek, bu öğrencilere matematiğin konseptini anlamanın bir başka yolunu açabilir.

Buradaki ders: Öğretmenler ve ebeveynlerin odaklanması gereken 'öğrenme stili', insan zihninin evrensel öğrenme stili ve özellikle de onun şu iki özelliğidir.

Birincisi, öğrenciler çoklu formlarla karşılaşmakla oldukça fayda görürler. Örneğin; metin ve görüntüleri (çizelgeler, grafikler, vb.) beraber içeren bir dokümandan, yalnızca metin içeren dokümandakinden daha fazlasını öğrenirler.

İkincisi, öğrencilerin ilgisi yenilik ve çeşitlilikle canlı tutulur, bu nedenle ders kitaplarından ve tahtalardan düzenli olarak uzaklaşmak önemlidir. Yeni etkinlikler, eldeki konuyu öğrencilere gerçekten öğrettiği sürece, matematik dersini müzikle yapmak ya da fen dersinde eskiz yapmak ya da edebiyat dersinde rol yapmak, her öğrencinin daha iyi öğrenmesine yardımcı olabilir.