Öğretmen Yetkinliğinin Eğitimde Önemi

Öğretmen Yetkinliğinin Eğitimde Önemi

Öğretmenler, öğrencilerin başarıları üzerinde şüphesiz en etkili kişilerdendir. “Öğretmenlerin mesleki yeterlilikleri ve mesleki doyumları arasında nasıl bir ilişki vardır, bu ilişki onların yeterlilik düzeyini ne derecede ve hangi yönde etkilemektedir, öğretmenler ile ilgili olan bu gibi durumlar öğrencilerin başarılarını ne düzeyde etkilemektedir?” gibi sorular hakkında kafa yoruyorsanız bu yazı tam size göre.

Öğretmenlerin yeterlilikleri ve mesleki doyum düzeyleri arasında birçok araştırma tarafından pozitif yönde ilişki bulunmuştur. Ayrıca öğretmenlerin yeterlilikleri ve mesleki doyum düzeylerinin öğrencileri sınavlara ve hayata hazırlama becerilerine, ders aktarımlarına etki edeceği düşünülmektedir.

Öğretmenlerde Mesleki Yeterlilik

Öğretmenlerin mesleki yeterliliğini etkileyen en önemli etkenlerin başında ise mesleki doyum gelmektedir. Mesleki doyum kişinin yaptığı işten hoşnut olup olmaması durumudur. Yapılan araştırmalara göre mesleki doyum arttıkça öğretmenlerin mesleki yeterlilikleri ve verimleri de artmaktadır. Buna göre öğretmenlerin çalıştığı ortamlarda mesleki doyum sağlayabilmeleri çok önemli hale gelmiştir. Bu durumda eğitim veren kurumlara çok fazla görev düşmektedir. Bünyesinde bulunan öğretmenlerin mesleki doyumunu arttırabilmek için kurumun gerekli çalışmaları ve kontrolleri yapması gerekmektedir.

Öğretmenlerin sınıf ortamında öğrencinin verilen bilgiyi rahatça alabilmesi için uygun ortamı sağlaması, öğrenciler için daha fazla eleştirel düşünme ortamı hazırlaması gerekmektedir. Bu gereklilikleri sağlayan öğretmenin yetiştirdiği bir öğrencinin ileride eleştirel düşünebilen, diğer insanlar ile fikirleri üzerinde tartışabilen, merak ettiği konuları özgürce araştırabilen ve bulduklarını da değerlendirebilen bir birey olması sağlanacaktır.

Tüm bunların sonucunda hem toplumsal anlamda başarılı bir birey yetiştirilmiş olup hem de sınavlar açısından başarılı bir öğrenci olması sağlanacaktır. Bunlar öğretmenlere düşen görevlerden yalnızca birkaçıdır, şimdi öğretmenlere düşen diğer görevlere de biraz göz atalım:

1. Ebeveynler de eğitimin içine dâhil edilmelidir.

2. Teknoloji ve gündelik konular eğitimin içine dâhil edilmelidir.

3. Dersler ham bilgilerin öğrenciye yüklenmesi şeklinde değil de daha çok öğrencilerin verilen bilgiyi anlaması ve eleştirebilmesi üzerine kurulmalıdır.

4. Derslerde sözel ve sayısal dâhil olmak üzere görsel, ritmik vb. zihin gelişimleri de sağlanmalıdır.

5. Öğrencinin açık düşünceli, kendini/çevresini eleştirebilen ve sorgulayabilen bir birey olması için uygun ortam oluşturulmalıdır.

6. Öğrencilerin bilişsel becerileri daha ön planda tutulmalıdır.

7. Sınıf ortamında analize ve senteze önem verilmelidir.

8. Öğretmen öğrenciye karşı yönlendirici olmalıdır.

9. Öğretmen öğrencinin bilgiyi rahatça alabilmesi ve öğrenebilmesi amacıyla uygun ortamı düzenlemelidir.

10. Öğrencilerin yeteneklerini keşfetmelerine yardımcı olmalıdır.

11. Öğrencilerin güçlü-zayıf yönlerini tanımasına yardımcı olmalıdır.

12. Öğrencileri çeşitli etkinlikler ile öğrenme sürecine aktif katılım sağlamalarına destek olmalıdır.

Bu ve bu gibi birçok gerekliliği sağlamada ana etken öğretmendir. Öğretmen temel bilgi kaynağı olarak görülmeye başlanmıştır. Bu anlayış ile birlikte öğretmenlerin mesleki yeterlilikleri daha önemli hale gelmiştir.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından öğretmen yeterlilikleri 6 ana yeterlilik, 31 alt yeterlilikten oluşturulmuştur. Bunlar;

1. Kişisel ve Mesleki Değerler – Mesleki Gelişim

2. Öğrenciyi Tanıma

3. Öğretme Öğrenme Süreci

4. Öğrenmeyi, Gelişimi İzleme ve Değerlendirme

5. Okul, Aile ve Toplum İlişkileri

6. Program ve İçerik Bilgisi

NTV’nin haber sitesinde yayınlanan bir araştırmaya göre Türkiye’deki öğretmenlerin mesleki yeterlilik düzeyleri ölçülmüştür. Bu araştırma sonucunda, Türkiye’deki öğretmenlerin seviyeleri mesleki eğitimini tamamlamış Kanadalı bir yetişkinin yeterlilik düzeyiyle eşit olduğu, Japonya ve Filandiya’daki öğretmenlerin eğitim seviyelerinin ise daha yüksek bulunmuştur.

Bu araştırmadan da hareketle varabileceğimiz sonuçlardan birisi öğretmenlerimizin yeterlilik düzeylerinin gerekli seviyenin altında kaldığıdır. Bu durumda biz ebeveynlere oldukça önemli bir görev düşmekte, çocuğumuzun okuyacağı kurumu iyi seçmemiz gerektiği görülmektedir.

Sizlere yardımcı olabilmesi açısından daha önce okul seçerken dikkat etmeniz gerekenler hakkında yazdığımız "Okul Seçim Sürecini Nasıl Yönetmeliyiz?" isimli makalemizi inceleyebilirsiniz.

"Eğitimin temel amacı, çocukları kendi yeteneklerinin bilincine vardırmaktır."

Erich Fromm

Demet KARAHAN

İstanbul Aydın Üniversitesi

Eğitim Psikolojisi