Her yeni eğitim öğretim yılında milyonlarca öğrenci okul kapılarına gelmekte bunların bir kısmı okula ilk defa başlayanlardan oluşmaktadır. Kimi öğrenci neşe ile okula gelirken kimi öğrenci ise çekingen, isteksiz hatta korkarak okul kapısından girmektedir. Sadece okulun ilk zamanları değil dönem ortalarında da okula ve derslere karşı bir korku oluşabilir. İşte bu korkunun adı; Okul Fobisidir.
Okul fobisi günümüz öğrencilerinde sıklıkla karşılaşılmasına rağmen tarihi geçmişi 1910’lara kadar geri götürülebilecek bir sorundur. Farklı belirtileri ve nedenleri olan bu fobinin temelde iki türü görülmektedir: Okula gitmek istememek ve okuldan kaçmak.
Okul fobisinin belirtileri; baş ağrısı, kusma, uyku düzeninde bozukluk, ağlama ve sinirli olma, verilen ödevlerin ve görevlerin yerine getirilmemesidir. Okul fobisi ile en çok 6 ila 8 yaş aralığında karşılaşılmaktadır. Fakat önlem alınmadığı takdirde öğrenci ile birlikte lise yıllarına kadar geldiği gözlemlenmektedir.
Konuya olan yaklaşım farklılıkları okul fobisini yenmede en önemli adımı oluşturmaktadır. Öğrencinin okul öncesi eğitim alıp almadığından başlayarak; sınıf arkadaşlarının kimler olduğu, öğretmeninin kendisi ve diğer öğrencilerle ilişkileri, derslerdeki eğlenme ve öğrenme isteği gibi farklar okul fobisini yenmede önem kazanan unsurlar olmaktadır.
Ülkemizdeki okulların fiziki yapıları ve sınıf kontenjanları göz önüne alındığında bu durum daha karmaşık hale gelmektedir. Kolejlere verilen teşvikler ve özel okulların sayısındaki artış ile birlikte okulların fiziki yapılarında iyileştirmeler okul fobisi ile birlikte bir çok başka sorunu da ortadan kaldırmaya başlamıştır.
Kolejlerin okul öncesi eğitime verdiği önem ile birlikte öğretmenlerin her bir öğrenciye özel ilgi göstermesi okula yeni başlayan öğrencinin aile ortamındaki güveni ve huzuru bulmasını sağlamakta ve böyle okul fobisi yerini okulu sevmeye ve okula adapte olmaya bırakmaktadır.
Okul Fobisi Olan Çocuklarla İletişimde Anne-Babaya Düşen Görevler
Okul fobisini yenmek konusunda ilk iş öğretmenlerden önce anne ve babalara düşmektedir. Anne ve babaların okul öncesi eğitime evde başlamaları çocuğun okula olan ilgisini canlandıracak ve kafasındaki olumsuzlukları silecektir. Eğer çocuğunuz okuldan kaçıyorsa okula dönme konusunda çocuğunuza karşı ısrarlı olmanız gerekmektedir.
Eğer çocuğunuz okula gitme konusunda istekli değilse özellikle sabahları saatler konusunda daha kararlı olun. Gerektiğinde okul çalışanlarında yardım isteyin. Öğretmenlerle olan ilişkileriniz çocuğunuzun okula olan bakışını değiştirecektir, unutmayın.
Çocuğunuzla sürekli iletişim halinde olun. Sadece korkuları hakkında değil gününün nasıl geçtiğini sorup söylediklerinden sorunlarına veya mutluluklarına ulaşın ve arkadaşlarıyla zaman geçirmesi konusunda onları destekleyin.
Çocuğun, özellikle okul öncesi öğrencilerinin, anne babaya olan bağlılıklarını azaltmak için onları boş zaman aktivitelerine ve okul sorumluluklarına doğru kanalize edin.
Okul Fobisi Olan Çocuklarla İletişimde Öğretmenlere Düşen Görevler
Öğretmenler; öğrencilerinin okulda kendini terkedilmiş hissetmemesi için bütün öğrencilerine aynı sevecenlikle yaklaşmalıdır. Sınıfların kontenjanları düşünüldüğünde kolejlerdeki sayıların özel ilgiye elverişli olduğu ortadadır.
Yine öğretmenler kaygı duyan öğrencilerine karşı daha anlayışlı olmalı ve onları gerçekten anladığını hissettirmelidir. Unutulmamalıdır ki öğrencinin bir davranışı sebepsiz değil tamamen hissidir.
Öğretmenler okulda çocukların ilgisini çekecek sınıf içi etkinlikleri çoğaltabilirler. Sınıfın genelinin sevdiği birlikte yapılacak aktiviteler; hem öğrencileri okula ısındıracak hem de öğrencileri birbirlerine alıştıracaktır. Dikkat edilmesi gereken nokta sınıf içi çalışmalara katılmak istemeyen öğrencileri zorlamaktan kaçınmalı görevlerin ağırlığını kolaydan zora göre vermelidirler.
Özel okulların PDR ve Rehberlik Hizmetleri bütün velilerle olan iletişimi güçlü tutmaktadır. Sorunların çözümü için karşılıklı sorumluluklar ve yerine getirilmesi gereken görevler olduğu unutulmamalı gerektiği yer ve zamanlarda veli bilgilendirme seminerleri düzenlenmelidir.